21 Mart 2012 Çarşamba

Risale-i Nur nedir?

Bismillahirrahmanirrahim

Muhterem, sevgili, mübarek kardeşlerim Risale-i Nur talebelerine beyan ediyorum ki:

Risale-i Nur bir ibrişimdir ki, kainat ve kainattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir.

Risale-i Nur ahize ve nakile ile mücehhez bir radyo-yu Kur'âniyedir ki, onun tel ve lambaları, ayna, tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkarane ve icazdarane bast edilmiştir ki, yarın her ilim ve fen adamları ve her meşrep ve meslek sahipleri, ilim ve iktidarları miktarında alem-i gayb ve alem-i şehadetten ve ruhaniyat aleminden ve kainattaki cereyan eden her hadisattan haberdar olabilir.

Risale-i Nur mü minlere; Kur'ân dan hedaya-yı hidayet, kevneyn-i saadet, mazhar-ı şefaat ve feyz-i Rahmandır.

Risale-i Nur, kainata baharın feyzini veren bir ab-ı hayat ve ayn-ı rahmet ve mahz-ı hakikat ve bir gülzar-ı gülistandır.

Risale-i Nur lütf-ü Yezdan, kemal-i iman, tefsir-i Kur'ân ve bereket-i ihsandır.

Risale-i Nur, kafire hazan, münkire tufan; dalalete düşmandır.

Risale-i Nur bir kenz-i mahfi ve bir sandukça-i cevher ve menba-ı envardır.

Risale-i Nur hakaik-i Kur'ân ve mirac-ı imandır.

Risale-i Nur Kur'ân ve hadisten sonra sertac-ı evliya, sultanü l-eser ve zübdetü l-meani ve ataya-yı İlahi ve hedaya-yı Sübhani ve feyyaz-ı Rahmanidir.

Risale-i Nur bir bahr-i hakaik ve bir sırr-ı dekaik ve kenzü l-maarif ve bahrü l-mekarimdir.

Risale-i Nur hastalara şifahane-i hikmet ve ma-i zemzem, sağlara maişet-i hakikat ve rih-ı reyhan ve misk-i anberdir.

Risale-i Nur mev id-i Ahmedi (a.s.m.) ve müjde-i Haydari (r.a.) ve beşaret ve teavün-ü Gavsi (k.s.) ve tavsiye-i Gazali (k.s.) ve ihbar-ı Farukidir (k.s.).

Risale-i Nur şems-i Kur'ân-ı Mucizü l-Beyanın elvan-ı seb ası, Risale-i Nur'un menşur-u hakikatinde tam tecelli ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı tasavvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı ilm-i kelam, hem bir kitab-ı ilm-i ilahiyyat, hem bir kitab-ı teşvik-i san at, hem bir kitab-ı belağat, hem bir kitab-ı isbat-ı vahdaniyet, muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskattır.

Risale-i Nur Kur'ân semalarından bir sema-yı maneviyenin güneşleri, ayları ve yıldızlarıdır. Nasıl ki zahiren, perde-i esbab olan güneşten, kamerden ve kevkeb-i münirden bütün kainat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşvünema ve hayat buluyor.

İşte Risale-i Nur da Kur'ân-ı Mucizü l-Beyandan alıp saçtığı şualarla bütün aleme, hayat; ve ademe, kamil insan; ve kulube, neş e-i iman; ve ukule, yakin bir itminan; ve efkara, inkişaf-ı iman, ve nüfusa, teslim-i rıza ve candır. O sema-yı maneviyeyi bazan ve zahiren bihasbilhikmet afaki bir bulut kütlesi kaplar. O celalli sehabdan öyle bir baran-ı feyz-i rahmet takattur eder ki, sümbüllenmeye müstaid tohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar alemde gerçi muztarip olurlar, o sıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtarlar; o anda bulutlar da ufuklara çekilip nöbetçi vaziyetinde beklemesi bir imtihan-ı Rabbani ve bir inkişaf-ı feyezani ve bir rahmet-i nuranidir ki, evvelceki bir habbe, bir çekirdek yeniden taze bir hayata iştiyakla ve neş e-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır ve “Allah onların günahlarını silip yerlerine iyilikler verir.” (Furkan Sûresi: 70.) sırrına mazhar olurlar.

Evet, yirmi senedir devam eden şu mevsim-i şita, inşaallahu teala nihayet bulmuş ola... Dünyaya yeni ve feyizli bir fasl-ı nev bahar gele ve alemin yüzü nur ile güle...
Risale-i Nur Kur'ân-ı Mucizü l-Beyanın taht-ı tasarrufunda olduğundan, ona uzanan, ilişmek isteyen her el kırılır ve her dil kurur.

Kur'ân-ı Mucizü l-Beyanın “Her peygamberi Biz kendi kavminin lisanıyla gönderdik.” (İbrahim Sûresi: 4.) kavl-i şerifinin ima ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa, Risale-i Nur, Türkçede, lisan üzerinde de imam olacağına, yani yarın halis Türkçe olan Risale-i Nur'un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terk edeceklerine dair işaret-i Kur'âniyedendir demiş olsam, hata etmemiş olurum zannederim.

Başta Üstadımız olduğu halde bilumum kardeşlerimize samimi selamlarımla arz ve hürmetler eyler, mübarek bayramlarını tebrik ve tesid eylerim. Üstadım hakkında birşey yazamadım. Çünkü veraset-i Muhammediye (a.s.m.) makamında olan bir zat-ı alikadr hakkında ne diyebilirim? Ona Hasan Feyzi Efendi kardeşimizin sözlerini tekrar etmekten başka birşey bilmem.

Milas ve havalisi Risale-i Nur
talebeleri namına duanıza muhtaç
Halil İbrahim (r.h.) (Emirdağ Lahikası sh. 86)

Risale-i Nur Külliyatı

Hiç yorum yok: